Keçi Neden Şeytanı Temsil Ediyor? Bir Akşamın Hikayesi
Kayseri’nin o soğuk, sert havasında bir akşamüstü, geçmişin yüküyle dolu bir düşünce, kafamın içinde dönüp duruyordu. Birkaç gündür sürekli kafama takılan bir şey vardı: Keçi neden şeytanı temsil eder? Bu soru, geçmişimden bir parça, annemin çocukken söylediği bir şeyle geri geldi. Gözlerimde o eski zamanların gölgeleri, adeta yerleşmişti. Duygularım karışıktı; bir yanda hayal kırıklığı, diğer yanda kaybolmuş bir umut vardı. Kendimi bir an kaybolmuş gibi hissettim.
Geçmişin İzleri: Keçiyi Hatırladığım O An
Her şey bir köy ziyaretinde başladı. Kayseri’nin etrafındaki dağlık köylerden birine gitmiştik. Annem, babam ve ben… Çocukluğumun o sıcak anıları, köyün toprak yollarında sarımtırak ışıkların dans ettiği o akşamda yeniden canlandı. Hatırladım, annemle birlikte bir keçi sürüsünü izlerken, o zamanlar bir soru sormuştum ona: “Keçiler neden hep şeytanın simgesi olarak anlatılır?” Annem gülerek, “Herkesin kendi bakış açısı vardır ama eski inançlarda keçi, özgürlüğü, başıbozukluğu simgeliyor. İnsanlar, bu yüzden keçiyi kötü, şeytani bir varlık gibi görüyorlar,” demişti. O günden sonra, keçilere hep o gözle baktım. Bir yanda özgürlük, diğer yanda bir başıbozukluk… Bu düşünceler içimi kemirmeye başladı.
O gece, dışarıdaki rüzgarın sesi, düşüncelerimi daha da karıştırıyordu. Keçi, bana sadece kötü bir simge gibi geliyordu; ama o zamanlar, başıbozuk olan her şeyin kötü olduğunu sanıyordum. Oysa o an, hayatımda bir şeyler değişmeye başlamıştı. Keçilerin özgürlükle ilişkisi, bir yandan korkutucu gelse de, bana bir şekilde daha yakın gelmeye başlamıştı. Bu karmaşa içinde, annemin söylediklerine takılı kaldım; “Keçi, özgürlüğü simgeliyor,” demişti. Ama o özgürlük, bir yanda belirsizlikle birlikte geliyordu.
Keçi ve Şeytanın Simgelediği: İçimdeki Çatışma
Bir sabah, annemle pazara gittiğimizde, başıbozuk keçilerin kaybolan hayvanlarının ardından sokaklarda dolaşan birini gördüm. O kişi, sabahın erken saatlerinde keçilerin peşinden gitmeye çalışan, köylü bir kadındı. O kadar derin düşüncelere dalmıştım ki, kadının yüzüne bakarken keçilerin simgelendiği kötü imajı bir an için terk ettiğimi fark ettim. O kadının gözlerinde umudu ve özgürlüğü görebiliyordum. Bu, içimdeki duygusal çelişkiyi daha da derinleştiriyordu. Keçi neden şeytanı temsil eder? Belki de şeytan, sadece insanın özgürlüğünü korkutacak kadar büyük bir şeydi. O korku, hala toplumun kafasında keçinin şeytanla bağdaştırılmasına neden oluyordu. Ancak, ben artık özgürlüğün, başıbozukluğun, belirsizliğin iç içe olduğu bir şey olduğunu anlamaya başladım.
Keçi, aslında bana özgürlüğün ne kadar korkutucu olabileceğini anlatıyordu. Yani, biz insanlar bazen özgürlüğün tam ne anlama geldiğini anlamayabiliyoruz. Çoğu zaman, başıbozukluk ve düzensizlik arasında fark göremiyoruz. Oysa, keçiler gibi başıbozuk görünen şeyler, aslında belki de en derin anlamda özgürlükleri simgeliyor. Keçi, şeytan değil; sadece bilinmeyenin, kontrolsüzlüğün ve bilinçsizliğin simgesi belki de.
Bir Keçi ve Bir Kadın: Toplumun Beklentileri
Kayseri’nin soğuk sokaklarında yürürken, bir yanda geçmişin yüküyle boğuluyordum. Annemin çocukken söyledikleri aklıma gelmişti. “Keçilerin şeytanla simgelenmesi, bizim kontrolsüzlüğü, bilinçsizliği kabul edemememizden kaynaklanıyor,” diyordu. Toplumun, her şeyin belirli bir düzene ve kurallara uygun olmasını beklemesi, kontrolsüz ve başıbozuk bir şeyin kabul edilemez olduğunu düşündürüyordu. Keçiler, o yüzden kötüydü. Özgürlükleri, kaotik doğaları yüzünden toplumun gözünde “şeytan” oluyordu.
Bir Yıl Sonra: Farkına Varmak
Bir yıl sonra, yine aynı köydeydim. Keçiler hala dağları geçiyor, özgürce koşuyorlardı. O zaman anladım: Keçi, belki de toplumun korktuğu şeyin simgesiydi. O korku, insanların kendi içlerindeki özgürlükle yüzleşememelerinden kaynaklanıyordu. O özgürlük, içimdeki korkuyu da ortaya çıkarıyordu. Artık keçilere bakarken, şeytanı görmüyordum. Sadece bir hayvanın başıbozukluğundan, o başıbozukluğun içinde nasıl bir özgürlük barındırdığını görüyordum.
Ve belki de bu yüzden, keçilerin şeytanla ilişkilendirilmesi, toplumun özgürlük korkusunu simgeliyordu. Keçi, bir yanda korkutucu, bir yanda da ne kadar cesur ve özgür bir varlık… Özgürlüğün, kaos ve kontrolsüzlükle nasıl iç içe geçtiğini, her gün yaşadıkça daha çok anlıyorum. Kendi içimdeki korkuları, bir keçinin gözlerinde bulduğum özgürlüğe bırakıyorum.